KOZMETİK ALT KOMİSYON RAPORU
1. GİRİŞ
1.1 Sektörün Tanımı ve Sınıflandırılması
a) Sektörün Tanımı
Kozmetik “ Cosmetic “ kelimesi Yunanca “ Cosmos “ evren anlamına gelmektedir. “ Cosmeni
“ de sağlıklı, bakımlı ve güzel olmayı, bu sonuçları elde etmeyi ve sürdürmeyi belirtir.
Genellikle sağlıklı, bakımlı ve güzel insan, güvenli insan demektir. Bu insanların oluşturduğu
toplumlar mutlu, dengeli ve verimli olurlar. Kozmetik ürünleri genel tanımı şöyledir:
İnsan vücudunun epiderma,turnaklar, kıllar, saçlar, dudaklar ve genital organlar gibi değişik
dış kısımlarına, ağız ve dişlere veya mukozaya uygulanmak üzere hazırlanmış, amacı veya yan
amacı bu kısımları temizlemek, koku vermek ve korumak suretiyle iyi bir durumda muhafaza
etmek, görünümünü değiştirmek ve vücut kokularını düzeltmek olan, saç boyaları ve saç
açıcıları da dahil bütün preparatlar ve /veya maddelerdir.
b) Sektörün Sınıflandırılması
Kozmetik sanayii ürünlerinin GTİP Pozisyon no.ları 3303-07.dir.
Sektörün ürettiği ürünlerin sınıflandırılması şu şekildedir:
* Kremler, emülsiyonlar, losyonlar, jeller ve yağlar (el, yüz, ayak “v.b. için)
* Yüz maskeleri (cilt soyucu olanlar hariç )
* Fondötenler (sıvı, pat, toz)
* Makyaj pudraları, banyo sonrası kullanılacak pudralar, hijyenik pudralar v.b.
* Tuvalet sabunları, deodorant sabunlar ve kalıp temizleyiciler
* Koku veren ürünler
- parfümler (en az % 5 a/a esans içerenler)
- tuvalet suları ( eu de toilette) ( en az % 1,5 a/a esans içerenler)
- kolonyalar ( eu de cologne )
- limon kolonyaları en az 70 derece (%h/h), diğer kolonyalar en az 60 derece (%h/h)
alkol içermelidir. Limon kolonyaları hiç bir boyar madde içermemelidir, rengi yalnızca
kullanılan, esanstan kaynaklanabilir. Kolonya üretimi ve dolumu yapılacak
yerlerin,Kozmetik Yönetmeliği.nin ilgili maddelerinde belirtilen kurallara ve İyi Üretim
Uygulamaları Kılavuzuna uygun olması şartı aranır.
- kokulu sular
* Banyo ve duş ürünleri(tuzlar,köpükler,yağlar,jeller v.b.)
* Depilatuarlar (kıl dökücü ve kıl sökücüler)
* Koku giderici ve ter önleyiciler
* Saç bakım ürünleri
- saç boyaları ve açıcıları
- dalgalandırma, düzleştirme ve sabitleştirme amacıyla kullanılanlar
- temizleyiciler (losyonlar, pudralar, şampuanlar)
- saça şekil verenler ve şekli koruyanlar (losyonlar, saç spreyleri, briyantinler)
* Traş için kullanılan ürünler (kremler,köpükler,losyonlar v.b.)
* Yüz ve göz makyajında ve makyajın temizlenmesinde kullanılan ürünler
* Dudaklara uygulanmak üzere hazırlanmış ürünler
* Ağız ve diş bakım ürünleri
* Tırnak bakımı ve süsü için kullanılan ürünler
* Haricen uygulanacak kişisel hijyenik ürünler
* Güneş ürünleri (güneşlenme öncesi ve sonrası)
* Güneş olmaksızın cilde yanık ten görünümünü vermek üzere kullanılan ürünler
* Cilt rengini açmak için kullanılan ürünler
* Cilt kırışıklıklarına karşı kullanılan ürünler
2. SEKTÖRDEKİ KURULUŞLAR
Raporun kısa bir zaman içinde hazırlanması talep edilmesi nedeniyle kozmetik sanayiindeki
bütün firmalara ulaşabilmek imkanını olmamış, bu sebepten bazı detaylar ancak eldeki
mevcut bilgilerden çıkartılmıştır.
Kozmetik ürünleri alanında faaliyet gösteren kuruluşlar ; yabancı sermayeli uluslararası
kuruluşlar, bunların yerli kuruluşlarla olan ortaklıkları ve tamamı yerli sermayeye dayalı
kuruluşlar olmak üzere 3 kısma ayrılırlar. Bu kuruluşların önemlileri ve faaliyet gösterdikleri
kozmetik ürün kategorileri TABLO 1 ve TABLO 2.de gösterilmektedir.Özellikle çoğu
kolonya üreticisi olan çok sayıda küçük firmaya bu tabloda yer verilmemektedir.Sektördeki
firma isimleri TABLO 1.de, bilgi alınan firmaların faaliyet gösterdikleri ürün kategorileri
TABLO 2.de gösterilmiştir.
3. MEVCUT KAPASİTE ve KULLANIMI
Firma ve ürün bazında çok farklı kapasite kullanımı yüzdeleri mevcuttur ve sektör ortalaması
da, % 40 kapasite kullanımına gelmektedir. Burada sektörün bazı kısımlarında bu rakam %
60-70.lere çıkmakta (diş macunu, şampuan gibi) bazılarında ise % 10-15.lere
inmektedir(dekoratif kozmetikler).
Sektörde kapasite kullanımı vardiya çalışmalarına göre azaltılıp fazlalaştırılmaktadır. Yani
kafi derecede esneklik mevcut olup, talep karşılanmaması diye bir husus yoktur.
4. ÜRETİM TEKNOLOJİSİ
Sektörde faaliyet gösteren firmalardan bilhassa dış ülkeler ile bağlantılı olanlar en son
teknolojik gelişmeleri takip ve tetkik etmektedirler. Ancak, bu sektörde küçük yerli firma
adedi o kadar yüksektir ki, bunların son gelişmelerinin takip ve tetkiki beklenmemelidir.
Dolayısı ile de, dünya standartlarına uygun mamul üretimi henüz tam olarak uygulanmamakta
olup, bilhassa KALİTE kavramı henüz tam olarak algılanamamıştır.
Sektörde faaliyet gösteren yabancı sermayeli uluslararası kuruluşlar ve bunların yerli
firmalarla olan ortaklıkları üretimlerinde teknolojik gelişmelere yer vermekte ve özellikle
paketleme işlemlerini yüksek hızlı tam otomatik hatlarda yapmaktadırlar. Ancak özellikle
küçük yerli kuruluşlar üretimlerinde daha basit ve el işçiliği fazla olan eski teknolojiler
kullanmaktadır. Kişi başına kullanımın ve dolayısıyla kapasite kullanımının düşük olması yeni
teknolojilere yatırım konusunda firmaların cesaretini kırmaktadır.
5. ÜRÜN STANDARTLARI
Sektörde, 28 Ocak 1998.de yürürlüğe giren KOZMETİK YÖNETMELİĞİ mevcuttur.
Türkiye.de kozmetik ürünlerin üretimi ve satışı 3977 sayılı Kozmetik Kanunu kapsamında
çıkarılan 28 ocak 1998 tarih ve 23244 sayılı Resmi Gazete.de yayınlanan Kozmetik
Yönetmeliği doğrultusunda Sağlık Bakanlığı İlaç ve Eczacılık genel Müdürlüğü tarafından
denetlenmektedir. Türk Kozmetik Yönetmeliği esas olarak Avrupa Topluluğunun
76/768/EEC sayılı yönetmeliğinin bir kopyasıdır. Ancak uygulamada önemli farklılıklar
blunmaktadır. Avrupa Birliği Yönetmeliği “satış sonrası kontrol. esaslı olup “satış öncesi
izin. gerektirmezken Türk Kozmetik Yönetmeliği “satış öncesi izin. esasına dayanmaktadır.
Kozmetik ürünlerden diş macunları(TS 3992), diş fırçaları(TS 4330), traş kremleri(TS 54) ve
sabunlar(TS54) için zorunlu Türk Standardları bulunmaktadır.Bu kategorilerde yerli olarak
üretilen veya ithal edilen tüm ürünlerin bu standartlara uyması yasal zorunluluktur.
Kozmetik Yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair Yönetmelik 28 Ocak 1998.de Resmi
Gazete.de yayımlanarak yürütlüğe girdi. Yapılan değişiklik, kozmetik firmalarına sınırlama ve
kurallara uymayan firmalara kanuni müeyyide getirdi. Değişiklikle kozmetiklerin yanılmaya
yol açmayacak ve insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde, doğru ve anlaşılabilir bilgiler ile
tüketiciye ulaşmasını sağlamak üzere üretilmelerine, ithallerine dair şartları, üretim, ithal
izinlerine ve kontrol edilmelerine ilişkin esas ve usuller yeniden düzenlendi. Kararla;
kozmetik firmalarının ürettikleri ürünlerde, formüllerde bulunan bütün maddelerin tesbiti ve
insan sağlığına uygun olup olmadığına dair bilgilerin yazılması için teknik eleman
bulundurmaları zorunlu kılındı.
Kararda, Sağlık Bakanlığı.nın kozmetiklerin üretiminin ve dolumunun yapıldığı yerler ile üretilen ve ithal edilen ürünleri denetleyeceği ve bu amaçla ürünlerden numune alabileceği belirtildi. Değişikliğe uymayan firmalara kanuni müeyyideler de getirildi. Karara göre tüketicilere yanıltıcı ve doğru bilgi içermeyen reklam filimleri gösteren firmaların tanıtımı materyal veya malzemeleri üretici ve ithalatçı tarafından piyasadan toplatılacak. Bu firmalara ait filmler mühür altına alınacak ve üretici veya ithalatçı firma gerekli prosedürleri yerine getirene kadar ürünler mühürlü kalacak. Firmalar yayınladıkları reklam basında yer almışsa aynı yerde ve aynı puntolarla sözlü basında yer almışsa aynı saatte doğru bilgiler ile tekzip yayınlayacaklar.
6. ÜRETİM MİKTARI ve DEĞERLERİ
1995-1999 yılları arası üretim/satış miktarları ve bunların değerleri ve her yıla göre artış/düşüş
yüzdesi, Tablo 1.de gösterilmiştir.Ekdeki tablolardaki bilgiler incelendiğinde dikkate alınan
kısımlar şöyledir:
A- SAÇ BAKIM
- Şampuan
- Saç kremi
- Saç spreyi
- Saç jeli
B - CİLT BAKIM
- Krem & Losyon
- Deodoran
C-TUVALET MÜSTAHZARLARI
- Traş kremi & Köpük
- Erkek kokusu
D- DİŞ BAKIM
- Diş macunu
Yukarıdaki sınıflamaya göre;
a) Değer olarak bakıldığında
1- SAÇ BAKIM.ın yıllara göre artışı % 60.ın üzerinde
2- CİLT BAKIM.ların artışı % 40 civarında
3- TUVALET MÜSTAHZARLARI.nın artışı % 40-50 civarında
4- DİŞ BAKIMI.nın artışı % 40-50 civarında artış gösterdikleri görülmektedir.
b) Hacım Olarak bakıldığında
1- SAÇ BAKIM’ın yıllık artışları % 10-20 arası
2- CİLT BAKIM’ın “ “ % 5-10 arası
3- TUVALET MÜSTAHZARLARI’nın “ “ % 10-20 arası
4- DİŞ BAKIMI’nın “ “ % 8-15 arası
olduğu görülmektedir.
Yukarıdaki kısımlar içinde en mühim yeri gerek DEĞER gerek HACIM olarak en önemli yeri
ŞAMPUAN almış olup, bu hacım olarak 5 yıl içinde % 100.lük bir artışa erişmiştir.
7. MALİYET / KARLILIK
Kozmetik ürünlerde maliyeti oluşturan temel unsurlar hammadde ve ambalaj
malzemesi,üretim giderleri ve pazar geliştirme(reklam,promosyon) masraflarıdır.Kapasitenin
yüksek, tüketimin düşük olması rekabeti arttırmakta ve dolayısıyla “pazar geliştirme
masrafları. en önemli maliyet unsuru olarak ortaya çıkmaktadır.Ortalama bir kozmetik ürünün
maliyetinin %30-50 si üretim maliyeti geri kalanı ise reklam/promosyon maliyetidir.Bu durum
aynı kategorideki bir ürünün çok geniş bir fiyat yelpazesinde satılıyor olmasının bir
açıklamasıdır.Ürünlerini reklamsız satabilen firmalar çok daha düşük satış fiyatları
uygulayabilmektedir. Ancak kozmetik ürünler gibi “imajın.çok önemli olduğu bir sektörde
reklamsız mal satmanın çok zor olduğu da diğer bir gerçektir.
8. DIŞ TİCARET DURUMU
Son yıllarda bitmiş ürün ithalatı hızla artmış ve çok sayıda kuruluş yerli üretimi bırakarak
ithalata dönmüştür.Bu değişik nedenlerle açıklanabilir:
-Sektörde kullanılan hammaddelerin çoğu zaten ithal edilmektedir.Kaliteli ve yaratıcı düşünce
ürünü ambalaj malzemesini yerli olarak bulmak zor olduğundan bu alanda da ithalat
zorunluluğu çıkmaktadır.Çok sayıda girdiyi ithal etmek yerine ürünü bitmiş haliyle ithal
etmek çok daha kolay ve karlı olmaktadır.
-Tüketimin düşük olması yerli üretimde üst düzey teknolojilerin kullanımına ve dolayısıyla
da kalitenin yükselmesine engel olmaktadır.Bitmiş haliyle ithal edilen ürünler kalite ve
özellikle “albeni. yönünden çok daha iyidir.
-Özellikle uluslarası kuruluşlar geliştirdikleri “küresel tedarik zinciri. politikaları ile üretim
noktalarının sayısını en aza indirmekte ve tüm dünyaya sadece bir kaç merkezden ürün
göndermek istemektedirler.Bu doğal olarak üretim giderlerinin asgariye indirmekte ve tüm
dünyada aynı ürünün satılması nedeniyle de “pazar geliştirme masraflarını. önemli düzeyde
düşürmektedir.Bu politikalar kapsamında Türkiye “üretim noktası. olarak
seçilmemektedir.Bunun temel nedenleri Türkiye.de tüketimin düşük olması, hammadde ve
ambalaj malzemesi teminindeki zorluklar, işçiliğin söz konusu kuruluşlar için bir çok ülkeye
kıyasla daha yüksek olmasıdır.Tabi ki uluslararası politika ve Türkiye.nin bu politikaya göre
konumu da bu seçimde önemli bir rol oynamaktadır.Sonuç olarak son yıllarda uluslararası bir
çok kuruluş yerli üretimi bırakarak ithalata yönelmiştir ve bu eğilimin önümüzdeki 5 yılda da
devam edeceği söylenebilir.
Öte yandan sektörde faaliyet gösteren küçük çaplı yerli kuruluşlar ve sektöre yeni giriş
yapanlar zahmetli bir seçenek olan üretime yatırım yapmaktan sa ürünleri henüz Türkiye.ye
gelmemiş olan yabancı şirketlerin temsilciliklerini yapmayı tercih etmektedirler.
A-İTHALAT
1- Ürün ithalatı: bihassa AB ve diğer Avrupa ülkelerinden yapılmaktadır. Ayrıca bazı dışa
dönük firmalar yerli imalatlarını durdurup ithalata yönelmişlerdir. Bu durum bilhassa 1997-
1999 yılları arasında olmuştur.
2- Yarı ürün: ithalatı yoktur.
3- Ham madde ithalatı : bu sektörde önemli olan maddelerin hepsi ithaldır ve yalnız AB
ülkelerinden ithalat 900 milyar TL.nin üzerindedir.
B- İHRACAT
Ürün ihracatı çok yüksek olmamaktadır, zira gerek ham madde ithalatı, gerek enerji
maliyetlerinin yüksek olması rekabet yönünden dezavantajlı bir ortam yaratmaktadır.
Yine de ihracatın en büyük kısmı Ortadoğu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. ve Türki
Cumhuriyetlerine.dir.
9. İSTİHDAM
Sektörde KOBİ şeklindeki firmalar çoğunlukta olup, bunlar aile şirketi şeklindedir ve daha
ziyade vasıfsız işçi çalıştırmaktadır.
Sektörde pazarın %70-80.ini elinde tutan uluslararası kuruluşlarda ve bunların yerli
ortaklarında işçilik kullanımı ileri teknolojiler kullanılarak asgaride tutulmaktadır.Bu
kuruluşlarda işci ücretleri Batı Avrupa ülkeleri ile kıyaslanabilir düzeydedir.Buna karşılık
küçük çaplı yerli kuruluşlar düşük ücretle vasıfsız işçiler çalıştırmaktadır.Bu da aynı ürün
kategorisinde rastlanan farklı satış fiyatlarının nedenlerinden biridir.Son yıllarda ithalatın
giderek artması sektördeki istihdam düzeyini düşürmekte uzmana ve vasıflı işçiye olan
ihtiyacı azaltmaktadır.
Diğer taraftan sektörün ihtiyacı olan uzman,mühendis,araştırmacı gibi nitelikli elemanların
yetiştirilmesi için mevcut eğitim kuruluşları gerekli yapılanmaya sahip
değildir.Üniversitelerimiz ve yüksek okullarımızda kozmetik eğitimine yeterince yer
verilmemekte, sektöre yönelik özel bölümler bulunmamaktadır.
10. MEVCUT DURUM DEĞERLENDİRİLMESİ
1- Sektörün yurt içi tüketimi hala çok düşük seviyededir.
ŞAMPUAN DEODORANT DİŞ MACUNU
TÜRKİYE 140 gr 15 gr 45 gr
AVRUPA 810 gr 250 gr 300 gr
KUZEY AMERİKA 1.100 gr 300 gr 500 gr
DÜNYA ORTALAMASI 350 gr 150 gr 120 gr
Dolayısıyla Türkiye öncelikle kendi bünyesindeki tüketimi arttırabilmelidir. Görüldüğü gibi
değil Avrupa, dünya ortalamasına göre en az şampuanda 2-3 misli, deodoran.da 10 misli, diş
macununda 3 misli seviyeyi arttırma sahası göstermelidir ki, bu da ekonominin daha fazla
canlanması , alış gücünün artması, enflasyonun düşürülmesi ile orantılıdır.
- 1998 yılı bazına göre AB.de toplam kozmetiklerin piyasa değeri :
en yüksek ALMANYA ve 9 milyar $
en düşük İRLANDA ve 300 milyon $ ( nüfus 3,5 milyon)
olması yanında TÜRKİYE.de toplam tüketim 327 milyon $ “dır.
Ayrıca 1995-1998 yıllarında AB ülkelerindeki artış yüzde 6.5 iken Türkiye.de bu oran
1995-1999 yılları arasında ortalama yüzde 5,3 olmuştur.
- Sektörün AB ve TÜRKİYE.deki piyasa dağılımı şöyle görülmektedir:
AB% TÜRKİYE %
Tuvalet müstahzarları ve 26.7 18.0
diş bakımı
Saç bakımı 25.2 50.0
Cilt bakımı 20.8 10.0
Diğerleri( parfüm ve dekoratif kozmetik) 27.3 22.0(ancak bu kati değildir,zira fazla bilgi yoktur)
- Sektörde kişi başına tüketim (değer olarak)
en yüksek FRANSA.da 140 $.
en düşük PORTEKİZ.de 70 $.
TÜRKİYE'de ise bu rakam 5 $ “dır.
2- Rekabet gitgide artmaktadır, ancak buna uymak için, bilhassa KOBİ.lerin KALİTE’ye çok
önem vermeleri gereği vardır.
3- Türkiye.de bilhassa bu sektörde , kişilerin sosyo-ekonomik seviyesinin yükselmesi, modern
toplumdaki kadının, evde fabrikalara, iş yerlerine ve devlet görevlerine geçerek sosyal katılışı
ve bu yollarla gelir sahibi oluşu, kozmetik ürünlerine talebi arttırmıştır.
4- İhracatın ayrıca Türkiye yönünden bu sektörde de çok önemli olması ve kapasite fazlasının
her zaman mevcut olması bakımından FİAT ve KALİTE.ye önem verilmesi ile ihracat
sektöründe de rekabet edinilebilir duruma gelinebilir.
5- Sektörde, bilhassa KOBİ kısımlarında “ faturasız ürün “ dağıtımı vardır ve bu da kaçak
ürünlere maliyet avantajı yaratmaktadır. Dolayısı ile, piyasada standart dışı kalitesiz mal
kontrol dışı üretilmektedir.
6- Atık su arıtma tesisi kurma mecburiyeti olsa bile, kontrol mekanizması çalışmamaktadır.
7- Enerji sarfiyatı henüz yüksektir..
8- Tüketicinin korunması için, kaliteli mal üreten firmaların teşvik edilmesi ve piyasa
kontrollerinin yapılması şarttır.
9- Üreticilerin AR-GE.ye daha fazla pay ayırmaları, Sanayici-Üniversite ilişkilerini
geliştirmeleri, böylece rekabete karşı daha güçlü olmaları gereklidir. Üniversite ve yüksek
okullarda sektöre yönelik eğitimin hemen hemen hiç verilmiyor olması, kozmetik alanında bu
kuruluşlarda hiçbir araştırmanın yapılmaması anlamına da gelmektedir. Türkiye.de üretim
yapan uluslararası kuruluşların ve bunların ortaklıklarının araştırma faaliyetleri merkezi org
anları tarafından yürütülmekte ve Türkiye.de sadece uygulama çalışmaları
yapılmaktadır.İthalatın giderek ağırlık kazanması bu kuruluşların AR-GE çalışmalarına
giderek daha az önem vermeleri ile sonuçlanmaktadır. Yerli sermayeye dayalı kuruluşlar ise
AR-GE çalışmalarına önem vermektense sektördeki uluslararası kuruluşları izlemeyi ve
know-how. larını hammadde satıcılarından almayı tercih etmektedirler. Sonuç olarak çok az
sayıda kuruluşta AR-GE bölümleri bulunmaktadır.Üniversite ve benzeri kurumlar ile
endüstrinin ortak AR-GE çalışmaları ise hemen hemen hiç yoktur.
10- Kozmetik yönetmeliği değişikliği, yukarıda belirltilen hususlarda KALİTE gelişmesine
faydalı olmuş, ancak tatbikatta henüz istenen seviyeye gelmemiştir.
11. SEKİZİNCİ BEŞ YILLIK PLAN DÖNEMİ GELİŞMELERİ VE TEDBİRLER
11.1 Genel Politika ve Tedbirler
Kozmetik ürünler asırlardır insan yaşamında önemli bir rol oynamaktadırlar ve kişilerin
temizliği ve güzel görünümleri için vazgeçilmez ürünlerdir.İnsanların kendilerini daha iyi
hissetmelerine neden olmakta, öz güvenlerinin artmasını sağlamakta ve hatta sağlıklarını da
olumlu yönde etkilemektedirler.Bu nedenle önemli bir sektör olan kozmetik ürünlerle ilgili
olarak önümüzdeki yıllarda yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir.
1-Türkiye.de kişi başına kozmetik ürün kullanımı Avrupa ile kıyaslandığında son derece
düşüktür.Avrupa.da kişi başına şampuan kullanımı 3 kat,deodorant kullanımı10 kat ve diş
macunu kullanımı ise 4 kat fazladır.Türkiye.de enflasyonun düşmesi ve ekonominin
düzelmesi ile kitlelerin alım gücü artacaktır ve bunun sonucu kozmetik kullanımı kaçınılmaz
olarak artacaktır.Ancak kullanım azlığını sadece ekonomik nedenlere bağlamak doğru
olmaz.Kitlelerin eğitimi de bu konuda önemlidir.İnsanlar kozmetiklerin faydaları ve doğru
kullanımları konusunda endüstri-devlet işbirliği ile eğitilmelidir. Kozmetik ürünlerin lüks
olmadığı sağlıklı ve mutlu bir yaşam için çok gerekli olduğu vurgulanmalıdır.
2-Yerli üretim teşvik edilmelidir. Bu ithalat engellemeleri şeklinde değil yerli üretime
verilecek teşvik,yatırım kolaylığı ve vergi indirimleryle sağlanmalıdır.
3-İhracat teşvik edilmelidir.Bu şekilde üretimlerini Türkiye dışındaki merkezlere kaydıran
kuruluşlar yerli üretim yapmaya ve ürünlerini diğer ülkelere Türkiye.den göndermeye
özendirilebilirler.
4-Yasal mevzuatta AB ile kesin uyum sağlanmalıdır..Satış öncesi izin. yerine “satış sonrası
denetim. mekanizmasının etkili bir şekilde uygulanması ürünlerin kalitesini ve
güvenilirliliğini arttıracak, tüketicilerin daha iyi korunmasını sağlayacaktır..Satış sonrası
denetim. için gerekli fonlar kuruluşların ve devletin izin zorunluluğu nedeniyle yaptıkları
önemli harcamaları piyasa denetimine kaydırmaları ile sağlanabilecektir.
5-Sektörde AR-GE çalışmaları teşvik edilmelidir. Bu AR-GE yatırımlarına teşvik ve kredi
verilmesi ve bu tür çalışmaların ödüllendirilmesiyle sağlanabilir.
6-Üniversite ve benzeri kuruluşlarda kozmetik ürünleri alanında eğitim veren kısımlar
açılmalı ve yine bu kuruluşlarda kozmetik sahasındaki araştırmalar teşvik edilmelidir.
7-Üniversite özel sektör ortak AR-GE faaliyetleri teşvik edilmelidir ve desteklenmelidir.
8-Kozmetik ürünlerin kullanımı teşvik edilmeli ve bu konuda kitleler eğitilmelidir.
11.2. 2000-2004 yılları üretim projeksiyonu
Sektördeki 2000-2004 yılları arası üretim projeksiyonları TABLO 4.de gösterilmektedir.
12. VIII. 5 YILLIK PLAN DÖNEMİNDE AB.NE UYUM ÇALIŞMALARI:
Sektörün AB.ne uyum çalışmaları 2000 yılından itibaren başlatılmalıdır.
Bu çalışmalar:
- Kozmetik ve Tuvalet Müstahzarları Üreticileri Derneği
- Sağlık Bakanlığı
- Çevre Bakanlığı
- Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
- T S E
- D P T
ile birlikte yapılmalıdır.
AB. ne uyum çalışmalarında öncelikle ele alınması gereken husus AB direktiflerinin gözden
geçirilmesi olacaktır ve bunlar da:
- Tüketici korunması
a) Birim fiat
b) Reklam
- Gümrük ve Vergiler
- Ambalaj
- Çevre
a) Tehlikeli maddeler
b) Katı atıklar
c) Zararlı kimyasallar
- Rekabetin korunması
- Kozmetik Yönetmeliğin.deki uygulama,
pazarlama öncesi yerine pazarlama sonrası kontrolu
şeklinde tatbikata geçirilmesi.
13. ÇEVRE ve İNSAN SAĞLIĞI
a) Çevre ve İnsan sağlığına etkisi olan ve kozmetik yapımında kullanılan ham ve yardımcı
maddelerin, kozmetik ürünlerin kullanım ve piyasaya arzlarındaki kontrollerin tam olarak
yapılması ve kaliteli hammadde kullanımı ile ürün yapımı yaptırım koşullarının temini
oluşturulmalıdır. Bunun için de SANAYİ-DEVLET-ÜNİVERSİTE buna müşterek olarak
yaklaşmalıdır.
b) Avrupa Birliği Kozmetik direktifi ve ham madde ile ürünlerinin çevre ve insan sağlığına
olan etkilerinin bilimsel olarak incelenmeleri, takibi, ilgili mevzuatların değerlendirilmesi ve
takibin yapılması gereklidir. Bununla ilgili olarak Devletin - Ürün İmalatçıları Derneği ile
müşterek çalışması ve bu derneğin COLIPA ile olan yakın temaslarının devamının sağlanması
şarttır.
c) Yine çevre ve insan sağlığı yönünden SAHTE ÜRÜN kontrollerinin yapılması, tüketicinin
bu yönde bilinçlendirilmesi ve bu tip ürünleri yapanların cezalandırılmaları ve bu cezaların
daha fazla caydırıcı olmaları gereklidir.
d) Sektördeki şirketlerin çevreye uyum standartlarını yükseltmek için birbirleri ile işbirliği
yapmaları gereklidir.
e) Çevreye yararlı olma hususunda tüketiciyi yanıltıcı çalışmalar yapılmamalıdır.